Harvard uzmanına göre, çok başarılı insanları diğerlerinden ayıran 1 numaralı özellik – Çalışma Hayatı ve Sosyal Güvenlik

Fuller, CNBC Make It’e verdiği demeçte, “Öğrenciyken ya da ilk işlerine başladıklarında belirledikleri önceden belirlenmiş bir kariyer yoluna bağlı değiller.  Beklenmedik fırsatlara açıklar ve değişimden korkmak yerine onu kucaklıyorlar.” diyor. 

Fuller’e göre kariyer hedefleri belirlemek ve bunlara ulaşmak için zaman çizelgeleri oluşturmak harika bir şey. Tehlike, tercihlerinize o kadar sıkı sarılmaktır ki ani bir sapmaya ya da doğrusal olmayan bir yola kapalı hale gelirsiniz.

Örneğin: Her zaman büyük, tanınmış bir şirkette çalışmayı planladığınız için sizi heyecanlandıran ve iyi maaş veren küçük bir startup’taki işi geri çevirebilirsiniz.

Ya da mevcut rolünüzden memnun olsanız bile, düşündüğünüz kadar hızlı terfi alamadığınız için yeni bir iş aramak isteyebilirsiniz.

Fuller, her iki durumda da “sizi motive eden veya ilginizi çeken şeyleri görmezden geliyor ve bunun yerine katı beklentilerin kariyerinizi yönlendirmesine izin veriyorsunuz. Bu tür inatçı bir zihniyet sizi fazla ileri götürmez.” diyor. 

Fuller, “Belirli bir kariyer yoluna sabitlenirseniz, profesyonel yaşamınız için diğer tatmin edici seçenekleri gözden kaçırma riskiyle karşı karşıya kalırsınız” diye ekliyor.

Yüksek talep gören ama ‘nadir bulunan’ bir beceri

LinkedIn’in son araştırmasına göre, uyum yeteneği çok çeşitli sektörlerde “giderek daha fazla talep gören” bir sosyal beceridir.

LinkedIn’e göre işyerinde esnek ve dayanıklı çalışanlara duyulan ihtiyaç, pandemi sonrası işgücünde yaşanan değişikliklerin doğrudan bir sonucu: Yapay zekanın yükselişi, uzaktan ve hibrit çalışmanın yaygınlaşması ve her biri farklı iletişim tarzlarına ve işyeri jargonuna sahip beş neslin artık birlikte çalışıyor olması.

LinkedIn Başkan Yardımcısı Aneesh Raman, işverenlerin devam eden bu değişikliklere hızla uyum sağlayabilecek kişileri işe almak istediklerini söylüyor. Raman raporda, “Bu nadiren bulunabilen bir beceridir. İnsanlar yeni şeyler denemekten ve başarısız olmaktan korkuyor. Ancak konfor alanınızın ötesine geçmeden büyüyemezsiniz.” diyor.