İnsan kaynağımızı verimli yönetmiyoruz – Ekonomist

Editör arkadaşımız Ayşegül Sakarya Pehlivan’ın yaptığı araştırmayı dikkatle okumanızı öneriyorum. Teknolojinin ve dijitalleşmenin iş modellerini ve çalışma şekillerini dönüştürdüğü bir çağdayız. Geleceğin organizasyonlarını yaratmak ve bu dönüşümü yapısal bir şekilde yönetmek ise İnsan Kaynakları uzmanlarının iş odağının merkezinde bulunuyor.

Bunu yönetirken, çalışan mutluluğu ve aidiyetinin artırılması, yetenek havuzunun genişletilmesi, çalışanın yeteneklerinin ve verimliliğinin artırılması gibi önemli konularda İK liderleri için önemli iş başlıkları haline geldi.

Son yıllarda nitelikli iş gücünün göçü, sessiz istifa, yetenek kıtlığı, enflasyonist ortam, değişen çalışma modelleri gibi pek çok etkenle de İK liderleri uğraşmak çözüm bulmak zorunda. Peki genç nüfusuyla, üniversite sayısıyla övünen Türkiye, yetenek havuzuna istenen kalitede kaynak aktarabiliyor mu?

Bu yılki üniversite sınavı sonuçlarına göre kontenjanların yüzde 98’i dolmuş durumda. Yaklaşık 7 milyon gencimiz üniversitelerde kayıtlı eğitim görüyor. Rakamlara böyle bakınca yetenek havuzuna ciddi katkı veriliyor izlenimi doğabilir. Ancak işin tersi yönü de var. YÖK verilerine göre 2018-2022 yılları arasında yaklaşık 2 milyon öğrenci, mezun olmadan üniversiteyi bırakmış. Bu verinin de ciddi şekilde sorgulanması gerekiyor.

Maalesef üniversitelerin çoğu yüksek liseden öteye gidemiyor. Metrobüs durakları arasında üniversiteler kurulmasına izin verildi. Teknik üniversitelerde, iki yıllık teknik okullarda yeterince öğrenci yetiştiremiyoruz. Onu bırakın, sanayinin ihtiyaç duyduğu meslek liselerini yeterince aktif hale getiremiyoruz. Her OSB’nin içinde mutlaka OSB’nin ihtiyaçlarına uygun meslek okulları olmalı. Buradaki işletmeler bu okulları mutlaka destekleyecek ve akademik eğitimle pratik eğitim bir arada yürütülecektir.

Jeopolitik güvenlik, enerji güvenliği, su ve gıda güvenliği ne ölçüde önemliyse, insan kaynağı güvenliği de aynı ölçüde önemli ve değerli. İnsan kaynağının yönetilmesi konusunda kamunun yanında özel sektör temsilcilerin, İK uzmanlarının birlikte politika belirlemesi ve bu politikaların uzun vadeli olması çok kıymetli…
İyi okumalar diliyorum.
Sağlıkla kalın…

Umarız işinize yarayan bir içerik olmuştur

Yorum yapın